- TÜRK DİL KURUMUNUN KURULUŞU
   
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ziyaretçi defteri
  Dilimizin Tarihi
  Türkçe'nin Genel Özellikleri
  Atatürk, Cumhuriyet ve Türk Dili
  Atatürk ve Dil Eğitimi
  => BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK
  => ATATÜRK ve DİL EĞİTİMİ
  => ANKARA'DA DİL ENCÜMENİ ÜYELERİ
  => TEKİRDAĞ'DAKİ YAZI DERSİ HAKKINDA DEMECİ
  => ÖĞRETMENLERE TEŞEKKÜRÜ
  => HARF DEVRİMİ KARARLARI
  => SAMSUN'DA YAZI DERSİ
  => MINTIKA PALAS HATIRA DEFTERİ
  => SİVAS'TA YAZI DERSİ
  => KAYSERİ'DE YAZI DERSİ
  => TÜRKÇE ÖĞRETMENLERİNİN SAYGI TELGRAFI
  => ANKARA DİL VE TARİH COĞRAFYA FAKÜLTESİ KURULMASI EMRİ
  => SİVAS LİSESİ'NDE GEOMETRİ DERSİ
  => KÜLTÜR* BAKANI'NA EMİRLERİ
  => EDEBİYAT ÖĞRETİMİ
  => TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'NİN ARMAĞAN ETTİĞİ ALTIN ALFABE
  => TÜRK DİL KURUMUNUN KURULUŞU
  Dil Bilgisi
  Türkçe Yanlışları
  İmlâ kılavuzu
  Metin Yazım Biçimleri
  Makaleler
  İnternet'te Türk Dili Kullanımı
  Basında Türk Dili Kullanımı
  Afişler
  Diline Sahip Çık Cemiyeti !
  Türkçemize sahip çıkalım !
  Bizi Desteklemek İstermisin ?

Net-TR Hizmetidir.

Osmanlı döneminin son yıllarında bazı aydınlarca başlatılan öz Türkçe’ye yöneliş çabaları, Türk dilinin yabancı, özellikle Arapça, Farsça sözcüklerden arıtılması, devlet yazışmalarının, okullardaki öğretinin halkın anlayabileceği Türkçe ile yapılması, Arap Fars karışımı Osmanlıcanın yanında “kaba Türkçe” olarak adlandırılan asıl Türkçe’nin geliştirilmesi Cumhuriyetle birlikte bir devlet siyasası olarak ele alınmıştır. Gerçi 1876 Anayasasının 18. Maddesinde “Tebaaî Osmaniye’nin hidematı Türkçe’yi bilmeleri şarttır” denilmektedir, fakat bu anayasada kullanılan dil hemen tümüyle Arapça, Farsça ya da bunlardan türetilmiş, Osmanlıca sözcüklerden oluşmuştur. Devletin dilinin Türkçe olduğunu söyleyen bu 18. Maddede bile “Tebaa” (uyruk), “Hidemat” (hizmetler, görevler, işler), “İstihdam” (görevde, işte, hizmette kullanma, çalıştırma), “Lisan” (dil), “Şart” (koşul) gibi beş yabancı sözcük kullanılmış, üç de yabancı dil kurallarına göre düzenlenmiş olan tamlamaya başvurulmuştur. Bu bile Anayasa’da yer alan “devletin resmî dili Türkçe’dir” deyiminin ne ölçüde sağlama (!) alındığını ortaya koymaktadır.

Anadolu ulusal eyleminin yarattığı Ankara’daki Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk hükümet izlencesinin millî eğitimle ilgili bölümüne “halk kitlesinden lügatları toplayarak dilimizin kamusunu yapmak” deyimi konarak dil konusuna verilen önem belirtilmiştir. Ancak ilk yıllarda Kurtuluş Savaşı’nın başarılması en büyük ve tek amaç olduğu için izlencede böyle bir görevin yer almasına karşın konu üzerinde durulamamıştır. Aslında Türkçe’nin unutulur hale gelmesinin “Kaba Türkçe” olarak anılmasının, en büyük nedeni Osmanlı dönemi boyunca medreseler olmuştur. Buralarda okutulan dil Arapça, Farsça, Osmanlıca olduğu, Kur’an dili Müslüman dili sayıldığı için Türkçe ile devlet uzaktan yakından ilgilenmemiştir. 1924’te Türkçe için en büyük engel sayılan medreseler kaldırılmış, yeni alfabenin kabulü ve ulus okullarında halkın anlayacağı dille öğrenimin sürdürülmesi tüm okulların Milli Eğitim Bakanlığına bağlanması, böylece eğitimde birliğe gidilmesi sonucu dille ilgili çalışmalar daha da yoğunlaşmış ve sonunda 12 Temmuz 1932’de gene Mustafa Kemal’in önerisi ile o günkü adı “Türk Dili Tetkik Cemiyeti” olan Türk Dil Kurumu kurulmuş ve 26 Eylül 1932’de ilk Dil Kurultayı toplanmış, dil üzerinde yapılacak çalışmalar bir izlenceye bağlanmıştır.


Türk Dil Kurumu'na başkanlık ettiği toplantılardan biri - 4 Ocak 1933

Türk Dil Kurumunun çalışmaları boyunca halk dilindeki tüm sözcükleri toplanmış, eski yazılar, kitaplar taranarak bunlardaki sözcükler bir araya getirilmiş ve bu çalışmalar ciltler tutan kitaplar halinde Kurumca yayınlanmıştır. Eğer bugün tüm öğretim kurumlarında okutulan derslerin kitaplarında; tüm öğretim kurumlarında okutulan derslerin kitaplarında; tüm devlet yazışmalarında, özel ya da devletin yayınladığı kitaplar, gazeteler, dergilerdeki dil tüm yurttaşlar tarafından anlaşılabiliyorsa bu Cumhuriyetle başlatılan dil çalışmalarının, sözcük üretme çabalarının sonucudur.

Dilde Türkçe ye dönüş, Türk dilini geliştirme, öz benliğine kavuşturma atılımı Türk devriminin ulusçu, halkçı, lâik ve devrimci ilkelerinin gereğidir. Dilde Türkçecilik akımı devrimin halka, tüm ulusa benimsetilmesinde, ulusal ekinin, Kemalizm düşünüsünün yaygınlaştırılmasında, halkla aydın kesimin birbirini anlar hale gelmesinde; dil yönünden yönetenlerle yönetilenler arasındaki yabancılığın giderilmesinde en büyük etken olmuştur. Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşıp en uzak yurt köşelerine kadar ulaşması, tüm yurttaşların kadını ve erkeğiyle okur yazar hale gelmesi bu akımı daha da güçlendirecek ve Türk dili türetilecek yeni sözcüklerle gelişen bilim ve uygulayımbilim alanında da yeni sözcüklere ve kavramlara kavuşacaktır.

   
19 Eylül 2008'den Beri Sitemizi 22686 ziyaretçi (33438 klik) Ziyaret Etti
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol